Zirkonyum kaplama yöntemi uzun zamandır kullanılan ve sağladığı avantajlar nedeniyle büyük bir ilgi gören metotlardan biridir. Özellikle metal üstü porselen kaplama yönteminden sonra diş kaplamada yeni bir çığır açan bu teknik, dişlerde gayet doğal görünen bir beyazlık sunuyor olması nedeniyle ilgi görmeye devam ediyor. Bu kaplama yönteminin ön plana çıkan özelliklerinden biri de ışık geçirgenliğidir. Dayanıklı olması, estetik görünmesi gibi özellikler de dikkate alınmalıdır. Estetik ve doğal görünen diş kaplamalardan faydalanmak isteyenler için bu seçeneğin daha ideal olduğunu söyleyebiliriz.

Elbette zirkonyum kaplama, biyouyumluluk açısından da beklentileri karşılayabiliyor. Özellikle sıcak ve soğuk hassasiyeti yaşatmıyor olması, doğal görüm sergilemesi kadar önem taşıyor. Estetik diş hekimliği uygulamalarında, gülüş tasarımı uygulamalarında da bu yöntemin sık sık tercih edildiğini belirtelim. Çay ve kahve gibi dişlerde renklenmeye neden olabilecek gıdalardan etkilenmiyor ve ağız temizliğine dikkat edilmesi durumunda sararma, lekelenme gibi problemler yaşatmıyor.

Zirkonyum kaplamanın uygulanabilmesi için hastanın diş eti sorunları yaşamıyor olması gerekir. Eğer ağız içerisinde diş etleri ya da dişlerle ilgili bazı sağlık sorunları varsa kaplama öncesinde bu sorunların giderilmesi sağlanmalıdır. Sonrasında söz konusu işlem için planlama gerçekleştirilebilir ve hasta zirkonyum kaplamanın sağladığı avantajlardan faydalanabilir. Bu işlemden faydalanmak için 18 yaşını doldurmuş olmak da gerekiyor.

Zirkonyum Kaplama Nasıl Oluyor?

Zirkonyum kaplama yönteminde de dijital sistemlerden faydalanılıyor. Öncelikle hastadan ölçü alınması gerekiyor. Bu ölçüler bilgisayar sistemine aktarılıyor ve kaplamalar dijital ortamda tasarlanarak laboratuvar ortamında üretiliyor. Kaplamalar CAD/CAM cihazlarıyla, hasta tarafından seçilen renk tonuna sahip olacak şekilde üretiliyor. Hazır olan kaplamaların dişe uygulanması ise kısa bir sürede tamamlanıyor. Uygulamanın tek seansta tamamlanması mümkün olduğundan hastaların defalarca kliğine gitmeleri de gerekmiyor.

Ayrıca zirkonyum kaplama yönteminden faydalanan hastaların yaşam konforundan ödün vermesi de gerekmez. Çünkü seanslar arasında hastalar için geçici kaplamalar uygulanıyor. Geçici kaplamalar sayesinde hastalar iş hayatlarına, sosyal yaşantılarına ara vermek zorunda kalmıyor.

Zirkonyum kaplamanın özellikle ön dişlerde çok yoğun bir şekilde tercih edilebildiğini belirtmeliyiz. Işık geçirgenliğinin yüksek olması nedeniyle, metal alt yapıya sahip olan kaplamalardan daha fazla talep görüyor. Kaplamaların uygulanmasından önce dişlerce yapılacak inceltme konusunda endişe duyulması gerekmez. Bu inceltme sadece 1 mm yapılır. İnceltme işlemi yapılmadan zirkonyum kaplamanın yapılması mümkün değildir.

Zirkonyum Kaplama Aşamaları Neler?

Zirkonyum kaplama uygulamasına geçilmeden önce işlemin yapılacağı bölge lokal anestezi ile uyuşturulur. Dolayısıyla kişinin acı ya da sızı hissetmesi mümkün olmaz. Hastalar ağrı endişesi yaşamadan bu uygulamadan faydalanabilirler. Uygulama aşamalarını kısaca şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Ağız içi kontroller gerçekleştirilir.
  • Lokal anestezi yapılarak istenen uyuşma elde edilir.
  • Dişler hafif düzeyde inceltilir.
  • Ölçüler alınır ve geçici kaplamalar dişe yerleştirilir.
  • Zirkonyum kaplamalarda tercih edilecek renk tonu belirlenir.
  • Laboratuvar ortamında diş kaplamalar hazırlanır.
  • Kaplamaların hazır olmasının ardından dişe uygulanır ve bir sorun olup olmadığı kontrol edildikten sonra işlem tamamlanır.
  • Hastanın 6 ayda bir düzenli bir şekilde kontrollere gelmesi gerekir.

Zirkonyum kaplamalar hazırlandıktan sonra ilk olarak kalıcı olarak yapıştırılmaz. Geçici olarak yapıştırılır ve böylelikle hastanın bir problem yaşayıp yaşamadığının anlaşılması sağlanır. Bu sayede bir problem olması durumunda kaplamalara hemen müdahale edilebilir ve problemin giderilmesi sağlanır. Yaklaşık olarak bir hafta kadar hastaların zirkonyum kaplamaları deneyimleme şansı olur. Sonrasında ise kaplamalar kalıcı olarak yapıştırılır. Bu deneme süresinin hastalar için de faydalı olduğunu belirtebiliriz. Çünkü zirkonyum kaplamalar uzu yıllar kullanılan uygulamalardır. Olası problemlerin erkenden tespit edilmesi ve giderilmesi, kaplamaların kullanım konforu açısından da önem taşıyor.

Zirkonyum Kaplama Dezavantajları Var mı?

Bu diş kaplama yönteminin de birkaç dezavantajı bulunuyor. Öncelikle metal destekli diş kaplamalar ile kıyaslandığında zirkonyum kaplamaların biraz daha maliyetli olduğunu söyleyebiliriz. Bunun nedeni ise kullanılan malzemelerdir. Dolayısıyla hastaların bu kaplama yöntemini seçmesi durumunda biraz daha yüksek bütçe ayırması gerekir. Bir diğer dezavantaj ise uzun diş boşluklarının mevcut olması durumunda yaşanıyor. Bu tablo mevcut olduğunda zirkonyum kaplamalar daha kırılgan bir yapıya sahip olabiliyor.

Bu noktada söz konusu yöntemin avantajlarını da hatırlamakta fayda olacaktır. Zirkonyum kaplamalar diş etleri ile çok daha yüksek düzeyde uyumluluk sunar. Aynı zamanda daha doğal ve daha estetik bir görünüme sahip olduklarını da unutmamak gerekir. Bu yöntemde metal materyaller kullanılmadığından metale karşı alerjisi olanlar için de ideal bir seçenektir. Vücutta alerjik reaksiyona neden olabilecek malzemeler içermeden yapılan bir işlemdir. Eski nesil diş kaplamalar gibi cansız ve yapay bir görünüm sergilemez. Doğal diş parlaklığını, ışık geçirgenliğini ve görünümünü çok yüksek düzeyde sunabilirler.

Zirkonyum Diş Tedavisi Nedir?

Genel olarak zirkonyum diş kaplamalar ön dişlerde kullanılıyor. Bunun nedeni ise doğal bir görünüm sunması ve diş etleriyle dişlerin buluştuğu noktada gri bir lekelenmeye neden olmamasıdır. Diş kaplamalarda kullanılan materyallere göre iki farklı seçenek bulunur. Bunlar;

  • Metal destekli kaplamalar
  • Metal desteksiz kaplamalar

Metal desteksiz olan kaplamalar bazı açılardan daha avantajlı bir seçenek olabiliyor. Estetik açıdan hastayı rahatsız edebilecek bir görünüm sunmuyor olmaları, en önemli avantajlardan biridir. Zira ön dişlerde yoğun bir şekilde kullanılıyor olması da bundan kaynaklanır. Böylece çok daha doğal bir sonuç elde edilebilir. Zirkonyum kaplamalar ışık geçirgenliğinin yüksek olması nedeniyle de dikkat çeken bir kaplama seçeneğidir.

Ayrıca zirkonyumun doğal yapısı gereği gayet sağlam olduğunun altını çizelim. Bu nedenle zirkonyum kaplamalar kırılmalara karşı da direnç gösterebiliyor. Çiğneme kuvvetine karşı direnç gösterebildiğinden yemek yerken kırılır mı, soğuk içecek tüketirken çatlar mı gibi endişeler de tamamen ortadan kalkıyor. Elbette bir kıyaslama yapıldığında metal destekli olan kaplamalar çok daha güçlüdür. Ancak barındırdıkları dezavantajlar nedeniyle metal desteksiz olanlara ilginin arttığı da bir gerçek!

Zirkonyum Kaplama Ağızda Koku Yapar mı?

Sık sorulan sorulardan biri olması ağızda kötü koku oluşması endişesinden kaynaklanıyor. Zirkonyum kapmalar metal içermediğinden ağızda kötü koku oluşumuna neden olmaz. Eğer böyle bir sorun yaşanıyorsa nedeni diş çürükleri, diş eti iltihaplanmaları ya da ağız ve diş temizliğinin ihmal ediliyor olmasıdır. Zirkonyum kaplamalar, ağızda metal bir tat oluşması gibi sorunlar da yaşatmaz. Eğer bu ve benzeri sorunlar yaşanıyorsa farklı bir problem mevcut demektir. Dolayısıyla en kısa zamanda bir diş hekimine başvurmak önem taşır.

Zirkonyum Kaplamanın Ömrü Ne Kadar?

Kullanım ömrü konusunda net bir ifadede bulunmak doğru olmaz. Hastaların, ağız ve diş temizliğini, bakımını ihmal etmemesi, düzenli olarak diş kontrollerine gitmesi durumunda zirkonyum kaplamaların ömür boyunca kullanılması bile mümkün olabilir. Ancak bunun tam tersi bir tablo söz konusu olursa, kaplamaların kullanım ömrü de daha kısa olacaktır. Kullanılan malzemelerin kalitesi de diş kaplamaların kullanım ömründe belirleyici bir parametre oluyor. Kalitesiz malzemeler ile hazırlanan kaplamalar uzun ve sorunsuz bir kullanım şansı sunamaz. Dolayısıyla kaliteli materyallerden hazırlanan diş kaplamaların tercih edilmesi son derece önemlidir. Bu konuda diş hekiminizden daha detaylı bilgi alabilirsiniz.